Markopaşa’dan Meçhul Paşa’ya…

Dikmen GÜRÜN

Ahmet Sami Özbudak, yapıtları ses getiren, beğeniyle izlenen genç oyun yazarlarımızdan biri. 2007 yılında kurulmuş olan Tiyatroadam, o günden bu yana gerek repertuvar düzeni, gerekse yorum ve performanslarıyla adından daima söz ettiren bir ekip. Topluluğun son oyunu “Meçhul Paşa” yazar Özbudak ve Tiyatroadam buluşmasının başarılı bir sonucu…

Gülerek düşünmek

“Meçhul Paşa”; Kasım 1946’da Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz tarafından kurulan, Mustafa Mim Uykusuz’un çizimleriyle katkıda bulunduğu Türkiye’nin ilk siyasi mizah gazetesi “Markopaşa”nın kısa süren ama çok ses getiren yaşamı çevresinde dönüyor. Üç yıl süren bir yaşam bu; çünkü Temmuz 1946’da yapılan genel seçimleri ezici bir çoğunlukla kazanan CHP’nin yeni başbakanı otoriter eğilimleriyle bilinen Recep Peker olunca haliyle baskı ve sansür çarkı daha hızlı dönmeye başlıyor. “Markopaşa” da bu uygulamalardan nasibini alıyor. 25 Kasım 1946 tarihli ilk sayısında çıkış amacını şu sözlerle açıklıyor gazete: “[…] Maksadımız, sadece gülmek için gülmek değildir. Gülerek düşünmek ve faydalı olmaktır.” Ne var ki; eleştirel bakışı, eleştirel düşünceyi yerleştirmek ve sindirmek kolay değil bu topraklarda… Hiçbir zaman da olmamış… Baskının tırmanışı Sabahattin Ali, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’a bu durumu hicvetmekten başka çare bırakmıyor. Pes etmiyorlar özetle ve “Markopaşa” dağıtımı engelleme, gazeteyi toplatma, yasaklama, soruşturma, tutuklama gibi süreçlerden, kimi zaman adını değiştirerek (“Malumpaşa” gibi), kimi zaman da yine hicvin kıvraklığı ile “muharrirleri gözaltına alınmadığı zamanlarda çıkar” tarzı bir alt başlık kullanarak geçiyor. Üç yıl sürüyor bu mücadele…

Bugüne çağrışımlar

Oyunda, “Markopaşa”yı hayata geçiren bu üç büyük ustanın, yapı olarak birbirlerinden hayli farklı olsalar da, nasıl anlaştıkları ve kenetlendikleri ve de umutlarını kaybetmeden bu siyasi gülmece gazetesini yaşatmak için nasıl mücadele verdikleri gözlemleniyor… “Markopaşa”nın 1946’dan bugüne uzanan şanında elbette ki o yılların usta kalemlerinin direnç ve dik duruşlarının rolü yadsınamaz. Bütün yazıların imzasız çıktığı “Markopaşa”da ilginç ilanlar da dikkat çeker. Elbette ki ustaların hazırladığı ilanlardır bunlar… Mesela ilk sayıda yer alan şu ilan bizlere bugüne dair bir şeyler çağrıştırmaz mı? “Üniversitemizin muhtelif fakültelerine, siyasi yazı yazmamak, siyasi laf etmemek, siyasi bakmamak ve siyasi laf işitmemek ve okumamak şartiyle bir miktar Profesör, Doçent ve Asistan alınacaktır…” Evet, bir siyasi hiciv gazetesiydi “Markopaşa” ve ne yazık ki Aziz Nesin’in dediği gibi, “yasaları uygulaması gerekli kuruluş, kurum ve kişiler, yasaları çiğneyerek Markopaşa gülmecesini yok etmeye çalışıyorlardı.”

Bu arada, yine Aziz Nesin’in yazısında değindiği ve TBMM tutanaklarında yer aldığını belirttiği “Markopaşa”ya dair “kökü dışarıda” saptamasının da günümüzdeki eşanlamı sanki sıklıkla başvurulan “dış güçler” ile paralelliği olduğu yakalanabilir. Bilindiği gibi, “kökü dışarıda” tanımına Sabahattin Ali ve Aziz Nesin’in verdiği cevaplar derin (!) bir konuya dönecek ve iki yazarın hapsedilmelerine neden olacaktır.

Neredeyse 75 yıldır güncelliğini kaybetmemiş böylesi baskı ve sansür odaklı bir basın olayını ele alarak dünden bugüne bir köprü kuran Ahmet Sami Özbudak’ın belgesel motifler ağırlıklı metni, Emrah Eren’in yorumu ve Fatih Koyunoğlu, Erdem Akakçe ve Bülent Çolak’ın tempolu oyunculuklarında keyifle izleniyor. Aslında günümüze, bugünün basık atmosferine çağrışımlarıyla dikkat çeken “Meçhul Paşa” söz konusu gazetenin çizgisine uygun bir “gülerek düşünme” havasında ilişki kuruyor seyirciyle. Barış Dinçel ise “Markopaşa” ailesinin serüvenine sahne tasarımıyla tercüman oluyor…

* Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi.(Cilt 6) “Türk Mizah ve Karikatürü” İletişim Yayınları

 

Not: Bu yazı Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanmıştır: http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1201362/Markopasa_dan_Mechul_Pasa_ya….html

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku