Bu sabah aynaya baktığınızda kendinize dair ne düşündünüz? Ya da en son ne zaman kendinizden hoşnut şekilde uzun uzun ayna karşısında durdunuz? Göğsünüzü gere gere, omuzlarınızı dik tutup bakışlarınızı sadece kendinize odaklayarak… Göbeğinizi de ellerinizle gizlemeden. Özellikle kendisinden bir türlü memnun olmayan o güruha bu sözüm: “En son ne zaman kendinizi gerçekten sevdiniz?”
“Yaşamın kıymetini bilme” üzerine sarf edilen şu meşhur sözleri bir defa daha gözden geçirelim mi? Sözünü ettiğim kişisel gelişime yönelik her kitapta mutlaka yer alan “hayatı ertelemeyin” klişelerini anımsamak değil. Kendinizle barışık olmanızı ve kendinizi sevmeyi denemenizi kast ediyorum; çünkü sadece o zaman yaptığınız her şey gözünüzde anlama bürünüyor. O zaman başka hiçbir düşünce sizi rahatsız etmiyor; çünkü fark ediyorsunuz ki, diğer insanlar için değil kendiniz için yaşamaktasınız.
Tiyatro 11’in sahnelediği “Şişman Güzeldir” oyunu size kendinizi değerli görmeniz yolunda öğütler bahşediyor. Kendinizle kurduğunuz ilişkideki tüm barışçıl unsurları içinde barındırıyor oyun. Oyunun ismi sizi yanıltmasın. Oyunda “kilo alın, şişmanlayın, böyle daha güzelsiniz” tarzı söylevler yok; çünkü aşırı kilonun da aşırı zayıflık gibi iyi bir şey olmadığının hepimiz bilincindeyiz. Sadece içinde bulunduğunuz durumdan memnun olmanızı, sistem tarafından size yüklenen “güzellik algısına” sahip olmak için kendinizi hırpalamamanızı istiyor oyun. Söz konusu insan psikolojisi olunca elbette sizden kolay bir şey istenmediğini düşünebiliriz.
Oyun da bu bilinçle hareket ediyor. İçinde bulunduğu bedenden, fiziğinden bir türlü hoşnut olmayan, tek yaşam amacı kendisini başkalarına beğendirmek olan Anna ile tanıştırıyor sizi “Şişman Güzeldir”. Ve metadan ziyade düşüncenin daha üst aşamada olduğunu defalarca gözümüzün önüne getiren Mattea ile. Hangisini örnek alacağınızı seçmek elbette sizin tercihiniz, ama Mattea ile Anna arasında sıkışıp kalacağınızı hiç sanmıyorum. Kanımca, Anna gerçekten de rahatsız edici bir karakter.
“Şişman Güzeldir”, ünlü yazar Dario Fo ve Franca Rame’nin kaleminden çıkma. Füsun Demirel çevirisi ve Mert Küçülmez uyarlamasıyla bu sezon farklı sahnelerde oynanmaya başladı. Füsun Demirel’in yönetmenliğini de üstlendiği oyunun kadrosunda kendisinin yanı sıra Mert Küçülmez, Ayşegül Sağlam ve Demet Ergün yer alıyor. Kostüm ve dekor tasarımı da Mert Küçülmez’e ait. Müzik ise, Işıl Ağuş Üstün ve Barış Çetin imzasını taşıyor.
“Şişman Güzeldir” oyunu insanların kafasını çok meşgul eden “kendinden memnun olmama” konusunu işliyor. Ve Füsun Demirel’in muhteşem oyunculuğuyla sizi sahneye çekip “kendiniz olma” konusunda ikna ediyor. Füsun Demirel oyunculuk alanında zaten kendisini kanıtlamış bir isim. Sahnede hiçbir şey yapmadan dursa dahi seyretmekten keyif alacağınız bir oyuncu. O yüzden, hala fırsatınız varken bu oyunu ve Füsun Demirel’i izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Kadroda yer alan isimlerden Mert Küçülmez, Şahika Tekand Stüdyolarında eğitim almış, sahne performansı oldukça yüksek değerli bir oyuncu. Ayşegül Sağlam ve Demet Ergün oyunda dönüşümlü olarak görev alıyorlar. Ben Ayşegül Sağlam’ı izledim ve kendisini çok başarılı buldum. Füsun Demirel‘in sahne samimiyeti diğer oyunculara da yansıyor ve birlikte oynadığı oyuncular bu samimiyete ikna edici bir performansla karşılık veriyorlar.
Oyun, bize sorgulamanın güzel kapılarını açıyor ve kendimize yönelik olumlu düşüncelere sevk ediyor. Ancak, bunu çok hızlı yapıyor. Olayları, durumları kafamızda tartamadan başka bir gerçekle burun buruna getiriyor bizi. Bunun nedenini de oyunun süresine bağlıyorum. Mert Küçülmez ve Füsun Demirel süreyi biraz kısa tutmuşlar. Bu yüzden oyun bittiği zaman biraz üzüldüğünüzü hissedebilirsiniz.
Karşınızda sizi olduğunuz gibi kabul eden ve sizin de kendinizi olduğunuz gibi kabul edip benimsemenizi bekleyen bir oyun var. Bedenlerin metalaştırıldığı günümüzde, insanları zorunlu sağlık durumları dışında, güzellik ya da çekicilik adına fiziksel değişimlere zorlayan sistemi mizahın güçlü diliyle eleştiriyor “Şişman Güzeldir”. Oyunu izledikten sonra bir kez daha aynaya bakmanızı tavsiye ederim. Sizi rahatsız eden tüm düşünceleri orada bırakmakta zorlanmayacaksınız; çünkü zayıf, şişman, kısa, uzun, nasıl olursanız olun, siz hep aynı insan olacaksınız. Belki de değiştirilmesi gereken başka yönlerinizdir…
